Modern Çağın Hastalığı “İnternet Bağımlılığı”
Teknolojinin gelişmesi elbette bir çok problemleri de beraberinde
getiriyor. Teknolojinin gelişmesi ile iletişim araçları da çeşitlenmektedir. İletişim
araçlarının yaygınlaşması da sosyal problemlerin değişimine sebep olmaktadır. Bakırköy
Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine 6 ayda 300 kişinin internet bağımlılığı
için müracaat ettiği belirtiliyor.TÜİK’e göre gençlerin %81 internet
kullanıyor. Bağımlılık oranı ise %60. Bu oran dehşet verici. Bir çok aile içi problemin
sebebi de yine internet bağımlılığıdır.
Geçmişte insanlar birbirleri ile daha da sıkı bir iletişim
halindeydi. Komşu ziyaretleri, düğünler, taziyeler, bayram ziyaretleri derken
sosyal yapı daha hareketliydi. İnsanlar bu yapı içerisinde psikososyal
ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayabiliyorlardı.
Zamanla köylerden
şehirlere göçler yaşandı. Geleneksel ailenin yerini çekirdek aile aldı.
Çocuklar apartmanlarda büyümeye başladı. Şehirleşme bireyleri birbirinden
uzaklaştırdı. Bu dönüşüme ne yazık ki kimse karşı koyamadı. Şehir hayatında
iken herhangi bir sivil toplum çatısı altında bir araya gelmek isteyen kişiler
daha mutlu oldu. Kişinin psikososyal hayatını etkileyen en önemli etmenlerden
bir tanesi de şehir hayatında ne yazık ki ekonomi oldu. Ekonomik durumu iyi
olmayan aileler, şehirlerde daha kenar semtlerde bir araya gelmek zorunda
kaldı.
Kenar mahallelerde de bir çok sosyal problem ortaya çıkmaya
başladı. Bu sosyal problemler, zamanla değişim gösterdi. İnternet kafeler, toplumsal
yapımızı ciddi şekilde değiştirmişlerdir.
Son zamanlarda bilgisayar oyunları özellikle bağımlılık
boyutuna varmış iken şuan da internet bağımlılığı ne yazık ki sürekli artış
göstermektedir.
İnternet, kafelerden evlere taşındı. Daha sonra cep
telefonlarına kadar geldi. Cep telefonları aracılığı ile milyonlarca insan
internet ile içli dışlı olmaya başladı. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk
Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü İş Sağlığı ve
Güvenliği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mustafa İlhan 2005 yılında 7 milyon
270 bin internet kullanıcısına sahip olan Türkiye'de, 2012 Haziran ayında bu
rakamın 36 milyon 455 bine ulaştığını söylemektedir.
İnternet bağımlılığı, bir noktada yalnızlaşan bireyin
kendince mutluluk arayışının bir yansıması olarak görülmektedir. Kalabalıklar
içerisinde asosyal yaşayan bireyler, kendilerine bir dünya oluşturmak
istemektedir. İnternet aracılığı ile sosyal ağlardaki sanal dostluklar kişiyi
gerçek haytan koparmaktadır. Diğer yandan sosyal çevresinden kabul görmekte
zorlanan kişiler, sosyal ağlar aracılığı ile varolduğunu hissettirmek istemektedirler.
Mesela, facebook’ta beğeni butonu olmasıydı facebook bu kadar yaygın olamazdı.
Yani sosyal ağları geliştirenler de insan psikolojisini çok iyi tahlil edip ona
göre etkileyici yöntemler geliştirmektedirler.
İnternet üzerine yapılan araştırmalarda insanların genellikle
internette sohbet ettiği, internet üzerinden oyunlar oynadığı gerçeği ortaya
çıkmıştır. Anne babaların tamamen ders çalışacak diye aldığı bilgisayarlar
artık bir oyun, eğlence ve de bir bağımlılık aracına dönüşmüş durumdadır. Anne
babalar çocuklarına sınır koymakta zorlanmaktadır. Bu arada filtre programları
kısmi bir çözüm olarak sunulabilmektedir. Ne yazık ki bu konuda bilinç
geliştirilememektedir.
Sürekli internet üzerinde zaman geçirmeye başlayan bireyler
zamanla toplumdan tamamen soyutlanmakta ve internete daha da fazla zaman
ayırmaktadırlar. İnternet aracılığı ile kişiler kendilerine küçük tatmin
yolları aramakta ve can sıkıntısı ve yalnızlağa karşı internetin ağlarına
hapsolmaktadırlar. Bu süreç en son bağımlılık olarak kendisini göstermektedir. Hatta
bu kontrolsüz kullanım kumar alışkanlıklarını da ortaya çıkarmaktadır. İnternet
üzerinden oynanan kumarlarda bireyi hem ruhsal anlamda hem sosyal anlamda hem de
ekonomik anlamda krize sokmaktadır.
Kişi kendisini, çevresini, ailesini, eşini, çocuklarını,
anne babasını ihmal etmeye başlamaktadır. İnternete giremediği zamanlarda ciddi
huzursuzluklar baş göstermektedir. Sürekli e-posta kutularını kontrol etme,
sosyal ağlarda yazdığı bir yazının veya paylaşımın kimler tarafından
beğenildiği takip etme de internet bağımlılığının işaretleridir. İnternetiniz
olmadan bir hafta hayatını normal şekilde devam ettiremeyenler, ne yazık ki
internet bağımlısı olmuşlardır. İnternet olmadığında boşluk hissi, depresyon,
internette kendini iyi hissetme, gerçek yaşamdan kopuş, kontrolü kaybetmek
internete bağımlı olduğunuzun göstergeleridir.
Türkiye İstatistik Kurumunun 2012 Yılı Hane Halkı Bilişim
Teknolojileri Kullanımı Araştırmasına göre internet kullananları büyük
çoğunluğu 16-24 yaş aralığındadır. Bu da gençlik ve yetişkin arasında bir
dönemde daha yoğun olduğunu göstermektedir.
Peki İnternet Bağımlılığına Karşı Neler Yapılmalıdır?
Gençlerin ve ergenlerin internette ne kadar zaman
geçirdiğinin bilinmesi gereklidir. Anne baba çocuğunun arkadaşlarını tanıması
gerektiği gibi internette girilen sitelerin, yapılan işlemlerin bilinmesi
gereklidir. Çocukların internet bağımlılığını önlemenin bir yolu da anne babaların
da interneti kontrollü kullanması gereklidir. Çocukların rol modelleri
öncelikle anne babalardır. İnternet bağımlılığının belirtileri mevcut ise
derhal bir uzmana başvurulmalıdır. İnternet tamamen yasaklanmamalı ancak
internetin sağlıklı şekilde nasıl kullanılması gerektiği kararlaştırılmalıdır. Alınan
kararlara uymama konusunda yaptırımlarda başta belirlenmelidir. Güvenli
internet kullanılmalı, sohbet odaları ve zararlı içerikli siteler engellenmelidir.
İnternet ortalıkta olmalıdır. Özel köşelerde gizli
şekillerde internete girme olayları riskleri beraberinde getirmektedir.
İnternet bağımlılığını önlemenin en kısa yolu gerçek
hayatta sosyal birliktelikler içerisinde olmaktır. Bireyin ailesi ile zaman
geçirmesi, sosyal faaliyetler, değişik etkinlikler gerçekleştirmesi sosyal
doyumun gerçekleştirilmesinin sağlanması gereklidir. Özellikle akrabalık
bağları canlandırılmalıdır. Çocuklara ve aile üyelerine değer verilmeli, değerli
oldukları hissettirilmelidir.
Yorumlar
Yorum Gönder