EŞLER ARASI İLETİŞİMDE SINIRLARI ZORLAMAK

Günümüzde sosyal problemlerin bir çok nedeni aile içi iletişimin kopması olarak açıklanıyor. Aile içi iletişimin kopması durumunda, eşler arası tartışmalar ve şiddet ortaya çıkabiliyor.
Aile içi iletişimin azalması bireyin psikolojik yapısını da olumsuz etkiliyor. Bazı intihar olaylarının sebebi de iletişimin kopmasıdır.
Çocukların ihmal ve istismarı durumlarında anne baba çocuk iletişiminin kopması da ciddi rol oynuyor.
Anne baba arasındaki iletişimin canlı tutulması için aile içi iletişim seminerleri veriliyor. Bu seminerler aracılığı ile aile içi iletişim güçlendirilmeye çalışılıyor.
Emekler kutsaldır ancak yaşanılan problemlerin çözümü adına yapılanlar elbette yeterli değildir.

Aile yapısının güçlendirilmesi adına evlenme ehliyetlerinin verilmesi konusunda da ciddi çalışmalar beklentisi olduğunu belirtmekte fayda var.

Evlilik öncesi tarafların ciddi eğitimlerden geçmeleri ve bu eğitimleri başarı ile tamamlamaları durumunda evlenme ehliyetinin alınması konusunda öncelikle yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

Diğer yandan evliliğe giden yolda önemli bir eşik olarak gördüğümüz nişanlanma işleminin resmiyete yansıtılması ve nişanlanma sürecinde yapılacak profesyonel danışmanlık ve destek hizmetleri ile aile yapısının güçlü bir şekilde bina edilmesinin alt yapısı oluşturulmuş olacaktır.

Diğer yandan aile içi iletişimin güçlendirilmesi konusunda tarafların birbirlerini ilk tanımaya başladıkları dönemde dikkat etmesi gereken konular gelmektedir.

Bu konuyu biraz daha açacak olursak,
Evlilik öncesi taraflar birbirlerini çok ciddi tanımakta zorlanmaktadırlar. Özellikle yoğun duygusal atmosfer bir çok problemin üzerini örtmektedir.
Bu nedenle bu dönemde taraflar öncelikle birbirlerinin hangi yönlerini öğrenmeleri gerektiğini öğrenmelidirler. Daha sonra birbirlerine karşı tavır ve davranışları da evliliğin ve aile yapısının güçlü olmasında önemli rol oynayacaktır.

Evlilik öncesi dönemde tarafların öncelikle birbirlerine dürüst olmaları gereklidir.
Öncelikler iyi belirlenmelidirler. Evlilikten beklentiler, hayata bakış açısı, inançlar, kültürel özellikler, ideolojiler başta paylaşılmalıdır. Tarafların birbirlerine şeffaf şekilde hayallerindeki aile hayatını, aile hayatındaki öncelikleri, duyguları, zevkleri, kişiliklere ait özellikleri konusunda birbirleri ile görüşmelidirler. Ortak yönler belirlenmeli, farklılıklar da ilk başta kabul edilmelidir.
Sonradan bu yönünü değiştiririm gibi düşünceler sağlıklı değildir.

Şimdi burada şöyle bir durum daha vardır. Evlilik öncesi süreçte birbirlerini tam olarak tanıma imkanı bulamayan bireyler evlendikten sonra karşısındaki kişinin değiştiğini ifade etmekte ve suçlayıcı davranışlar sergilemeye başlamaktadırlar.

Evlilik öncesi taraflar, evlendikten sonra problem yaşamamaları için üzerinde önemle durulan konuların başında karşımızdaki kişinin sınırlarını bilmek gelmektedir. Mesela, konuşma esnasında, sınırlar nerede başlıyor, nerede bitiyor? Taraflar bu sınırları bilmeli ve sınırları zorlayacak davranışlar sergilememe konusunda aşırı titiz davranmalıdırlar.

Sınırları bilmeden yapılan evliliklerde, tartışmalar çoğunlukla şiddetle sonuçlanmaktadır. Evlilik öncesi sınırlarını öğrenen taraflar bu sınırları ihlal edecek davranışlardan kaçınmalı ve tartışmalarda da sınırlar ihlal edilmemiş olmalıdır.

Karşısındaki kişinin sınırlarını bilen birey aile hayatının devamı adına işi sınırlara getirmeyecektir. Aksi takdirde karşılıklı taraflar birbirlerinin sınırları bilmeden yaptıkları evliliklerde ciddi tartışmalar yaşanacaktır. Bu durumlarda taraflar birbirlerinin sınırlarını bilmediğinden ciddi tartışmalara girmekte ve sonuçta da hüsranla sonuçlanan vakalar yaşanmaktadır.

Erkek, eşinin sınırlarını, hassasiyetlerini, hassasiyetlerinin ihlali durumunda karşılaşabileceklerini az çok bilmelidir ki ona göre bir pozisyon alabilsin.

Kadında eşinin sınırlarını bilmeli, önceliklerini, hassasiyetlerini, bu hassasiyetlerinin ihlali durumunda yaşanabilecekleri tahmin edebilmeli ve sınırları zorlamamalıdır. Sınırları bilmeyen eşler, en küçük problemleri büyütmekte ve çözüm üretilebilecek problemler önlem alınamaz bir hale dönüşmektedir.

Karşısındaki kişinin sınırlarını bilen eşler, iletişimde daha dikkatli davranacaklardır. Bir çok problem de başlamadan bitecektir. Bu durumda da aile içi iletişim güçlü kalacak ve bir çok sosyal problemin önüne geçilmiş olacaktır.

Tabi ki karşısındaki kişinin sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğini bilmeyen eşler, sınır ihlalleri yapacaklarını fark etmeden aile içerisinde ciddi şiddet durumlarına maruz kalabileceklerdir.

Bu sebeple sınırların tespiti, sınır ihlali gibi durumlar evlilik öncesi konuşulmalı, netleştirilmeli ve de evlilik öncesi eğitim veren eğitimcilerde bu konulara gerekli önemi vermelidirler.



                                                                                              

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇOCUĞUN GELİŞİMİNDE OYUNUN YERİ

ETKİLİ ÇOCUK VE AİLE EĞİTİMİ YAZILARIYLA SİZLERLEYİZ.