MUTLU ÇOCUK NASIL YETİŞTİRİLİR?


Mustafa TAŞKIN

Ağustos 2015

Meram/KONYA

 

Günümüzde, toplumsal anlamda yaşanılan değişim ve dönüşüm insanları yalnızlaştırdığı gibi, çocuklarımızda ne yazık ki bu yalnızlıktan paylarını almaktadırlar.  

Toplumdaki genel mutsuzluk ve depresyon hali çocukları da ciddi şekilde etkilemektedir. Mutsuz çocuklarda bir çok davranış problemi ortaya çıkmaktadır. Çocukların mutluluğu konusunda da anne babaların üzerine büyük sorumluluklar düşmektedir. Bir çok anne baba, çocukların mutluluğu denilince çocuğun başarısını ve derslerindeki üstün gayretini anlıyor. Bu anlayış ne yazı ki doğru bir anlayış olmaktan uzaktır. Şimdi bu yazıda çocukları mutluluğa götüren yolları ana başlıklar halinde sıralayacağız.

1-      Çocukların mutlu olması için ilk kural anne babanın mutlu olmasıdır. Anne baba mutlu olmayı bilmiyorsa çocuklarda mutlu olmayı öğrenemeyecek ve mutsuz birer birey olacaklardır. Çocuğa empati ve ilişki kurma süreci öğretilmelidir.

2-       Çocuklara kapasitelerinin üzerinde sorumluluklar verilmemeli, her konuda mükemmeliyetçi olmaları beklenmemelidir. Mükemmeliyetçi ailelerin çocuklarında kaygı bozuklukları problemi ortaya çıkıyor. Çocuğun çabası gözardı edilmemelidir.

3-      Mutsuzluk, düşünme şeklidir. Çocuklara iyimser olmak öğretilmelidir. Anne baba olaylara pozitif bakmayı öğrenmelidir. Aksi durumda çocuklarda hayata olumlu bakış açısına sahip olmazlar.

 - Her tıkırtıyı, kötümser birisi ve tehlike olarak algılayanlar olduğu gibi, rüzgar, kedi olarak algılayanlarda olabilir. Bardağın dolu kısmını görmek mutlu olmaya götürür.

4-       Çocukla oyun oynanmalı, nitelikli zaman geçirilmeli, birlikte etkinlik yapılmalıdır. Çocukların hayal güçlerini kullanabileceği oyunlar oynanmalıdır. Bırakalım oyunun kurallarını kendileri belirlesin.

5-      Çocukların değer yargıları geliştirilmelidir. Mesela kullanmadığı oyuncakları bağışlamayı öğrenmeli, eski gazetelerin geri dönüşümü vs anlatılmalıdır.

6-      Espri yapılmalı, fıkralar anlatılmalı çocukla birlikte eğlenilmelidir.

7-       Çocuk iyi bir iş yaptığında muhakkak tebrik edilmeli, hangi konularda başarılı olduğu anlatılmalı, tebrik gerekçesi ayrıntılı söylenmelidir, tebrikler hediye ile olmak zorunda değil, sözle de ödüllendirilebilir.

8-       Çocuğu sağlıklı beslemeli, beslenmesine dikkat edilmelidir.  Yemek saatleri işkence saatine dönüşmemelidir.

9-      Çocuğu kucaklamalı, ona sarılmalı, o öpülmeli, ona gülümsenmelidir. Bütün bunlar çocukla sevgi iletişimi kurmanın yollarıdır. Çocuk ile duygusal iletişim kurulmalıdır.

10-    Çocuk dinlemeyi öğrenmelidir. Onu dinlerken başka şeylerle ilgilenilmemelidir. Çocuğu dinlerken göz teması kurulmalı, kendisini anlaşıldığı mesajı verilmelidir. 

11-   Karşılaştıkları güçlükleri kendi başına aşması için çocuk desteklenmelidir. Merdivenden kendisi inmek istiyorsa, tedbiri alınmalı ve önünden kontrol ederek inmesi sağlanmalıdır.  Yardım etmek istiyorsa zarar görmeyeceği şekilde cesaretlendirmekte fayda vardır.

12-   Gereksiz kısıtlamalarla çocuk sıkılmamalıdır. Enerjisini ve heyecanını dışa atmasını sağlayan fırsatlar oluşturulmalıdır. Çocukların her hareketini gözleyen, her kararına müdahale eden aileler, çocukların endişeli, kendine güvensiz ve yeni deneyimler karşısında korkak çocuk olmasına sebebiyet verirler.

13-   Eşler arası iletişime dikkat edilmelidir. Eşler ihmale gelmez. Evde yaşanan sorunlar çocukları sandığımızdan daha fazla etkiler.

14-   Anne baba ruh sağlığını korumalı ve gerekli durumlarda destek almayı ihmal etmemelidir.

15-   Ergenlik dönemlerinde hoşgörü sınırı birazcık esnetilmelidir. Bu dönemde ilişkiler kesinlikle koparılmamalıdır.

16-   Anne baba çocuğu iyi tanımalı, duygu durumları, sevinçleri, üzüntüleri hissedilmeli, problemlerine zamanında ve doğru yöntemlerle müdahale edilmelidir.

17-   Çocuğa, eğitim ve öğretimin önemi konusunda teşvik edici davranışlar sergilenmelidir.

18-   Anne baba çocuğuna sağlıklı bir rol model olmalıdır.

19-   Çocuğun gelişimine uygun şekilde dini, manevi ve ahlaki eğitim verilmelidir.

20-   Çocuklar akrabalarıyla tanışmalı, onlarla birliktelikler kurmalıdır.

21-   Çocuklara bir ideal sahibi olması konusunda destek olunmalıdır.

22-   Çocukların hayatlarında örnek alabileceği kişiler olmalı ve bu kişiler birlikte belirlenmelidir. Anne baba bu konuda duyarsız olursa çocuklar olumsuz kişileri örnek alabilir.

23-   Tv, internet, tablet vs teknolojik cihazlarla irtibatı kontrol edilmeli, kullanımına sınırlar getirilmelidir. Çocuklardan ilgi çekilince çocuklar kendilerini olumsuz bir yöne kanalize edebilir.

24-   Çocuklar sportif faaliyetlere yönlendirilmelidir. Burada çocuk hem enerjisini boşaltma imkanı yakalar, hem de sosyal birliktelikler kurar, diğer yandan dayanışmayı, ekip ruhunu, üzülmeyi ve sevinmeyi fazlasıyla hisseder.

25-   Arkadaş çevresi ve sosyal ilişkilerinde belirsizlik olmamalıdır. Anne baba çocuklarının arkadaş çevresini tanımalı, olası risklere karşı önceden tedbirleri almalıdır. Çocukların arkadaşlarının aileleri ile tanışılabilir.

26-   Anne baba çocuğun gelişimine uygun olarak evde ve mahallede ve okulda gerekli güvenlik tedbirlerini almalıdır.

27-   Anne baba, çocuğun okulu ve öğretmeni ile başarılı bir iletişim gerçekleştirmelidir. Çocuğun okuldaki tavırları, davranışları, ders durumları vs hakkında yetkililerden bilgi alınmalı ve çocuğun geleceğine dair koordinasyon içerisinde bir plan ve program gerçekleştirilmelidir.

28-   Anne baba, çocuğuna kanaat etme ve şükür duygusu kazandırmalıdır. Bu duyguyu öğrenemeyen çocuklar tatminsiz, şükürsüz, kıymet bilmez, savurgan, hırçın ve son olarak da mutsuz birer birey olurlar.

Yukarıda sıralamış olduğumuz bu maddelere riayet edebilen ebeveynlerin çocuklarının mutlu birer çocuk olacakları düşünülmektedir. Toplumsal yapımızda meydana gelen olumsuz değişim ve dönüşümlerden çocuklarımızı kurtarabilmemiz, tamamen biz ebeveynlerin genel olarak bu konudaki duyarlılığına bağlıdır. Anne babaların bu konudaki farkındalık duyguları, çocuklarımızın geleceğini şekillendirecektir. Aksi takdirde çocuklarımızın aşırı serbest bırakılması ve anne babanın vurdumduymazlığı, çocuklarımızı, dolayısıyla ailemizi ve son olarak da toplumumuzu yaşanılmaz bir ortamın içerisine sürükleyecektir.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EŞLER ARASI İLETİŞİMDE SINIRLARI ZORLAMAK

ÇOCUĞUN GELİŞİMİNDE OYUNUN YERİ

ETKİLİ ÇOCUK VE AİLE EĞİTİMİ YAZILARIYLA SİZLERLEYİZ.